SAMSUN AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİNDEN BASIN AÇIKLAMASIDIR.
- Görüntüleme:
422
-
31 Temmuz 2018
-
BASIN BİLDİRİSİ
Son günlerde Giresun’da yaşanan ve 82 yaşındaki Yusuf topalın ölümü ile sonuçlanan olay kamuoyunu yoğun şekilde meşgul etmeye devam etmektedir. Olayla ilgili iki polis memuru ve doktor açığa alınmışlardır. Ancak sosyal medyada olayların önemli bir kısmı ile ilgili hiçbir öngörüsü olmayan, mevzuatla ve geçmişte yaşananlarla ilgili bilgisi olmayan kişiler, işbu kamu görevlilerini hedef haline getirmişlerdir. Bu suretle kamuoyunu aydınlatma gereği doğmuştur.
- Ölen Yusuf Topal’ın kesin ölüm sebebi resmi makamlarca açıklanmamıştır. Ölüm sebebini kalp krizi olarak kabul edersek; 82 yaşındaki bir insanın kalp krizi geçirmesi büyük bir sürpriz değildir. Kalbin kendisini besleyen damarların zaten var olan darlığının tıkanması sonucu gerçekleşen hadisenin adıdır kalp krizi. Uykuda da geçirilebilir, otobüste de, 35 yaşında da, 85 yaşında da…
- Beyaz kod uygulaması, sağlık bakanlığının, hizmet verdiği birimlerde sağlık çalışanına karşı yapılan sözlü veya fiili saldırılarda, hizmetin devamlılığının sağlanması amacı ile kurmuş olduğu bir sistemdir. Olay adli mercilere intikal ettiği zaman bu uygulama ile sağlık bakanlığı, olay süresince vatandaşın hizmet almasının önüne geçildiği için mahkemede taraf olma hakkını kazanır. Dolayısıyla işlemin asıl amacı sağlık çalışanını korumak değil, sistemin işleyişini engelleyenlere karşı caydırıcı olmaktır. Beyaz kod, polis arandıktan çok daha sonra, sağlık idaresine veya doğrudan online olarak bakanlığa bildirim ile yürüyen bir sistemdir. Kolluk kuvvetleri ile doğrudan hiçbir alakası olmayan, düğmeye basınca çalışmayan, sadece iç işleyişte farklı adıyla dikkat çeken bir sistemdir.
- Sözlü veya fiziksel saldırıya uğrayan her hekim bilir ki, olay polise intikal ettirildiğinde, karşılıklı ifadelerin alınması, gerek var ise adli beden muayenesi, sonrasında da mahkeme süreci son derece uzun ve can sıkıcı bir süreçtir. Bu suretle mecbur kalmadığı sürece hiçbir hekim keyfi olarak kolluk kuvvetlerinden yardım istemez.
- Bizatihi Sağlık Bakanlığı, resmi yazı ile, hastanın kimlik tespitinin yapılmadan resmi işlem yapılamayacağını hekimlere geçmişte bildirmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu ise, müfettişleri aracılığı ile Türkiye’nin her yerinde sürekli olarak hastalarla yaptığı görüşmelerde, ilaçların eczaneden alınış biçimini sorgulamakta, doktora hastanın kendisi gitmeden ilaçlar reçete edilmiş ise de doktor aleyhine ağır ceza mahkemelerinde dava açmaktadır. İsnat edilen suç, devleti dolandırmaktır.
- Raporlu ilaç, hastanın bu ilacı mutlaka kullanması gerektiği anlamına gelmemektedir. Herhangi bir hekimin raporlu bir ilacı ille de reçete etme gibi bir zorunluluğu da bulunmamaktadır. İlaç raporu sadece hastanın üç aylık ilaç dozunu bir seferde alabilmesini ve o ilaç için katılım payı ödememesini sağlamaktadır. Raporlu ilaçlar ilacın bitme tarihinden 15 gün önce dahi reçete edilebilmektedir. Bu ilaçların çoğu, hayati öneme haiz ise, eczanelerden ücreti mukabilinde de temin edilebilmektedir.
- Evde bakım hizmetleri, kamu hastanelerince yürütülen bir hizmettir. Aile hekimleri ile doğrudan bir alakası yoktur.
- Aile hekimi, 5258 sayılı kanuna göre sadece kendisine kayıtlı kişilere hizmet vermekle mükelleftir.
Mevcut olayda hekim, bakanlığın talimatı doğrultusundahastayı görmeden işlem yapmadığı için sözlü saldırıya maruz kalmış, bunun neticesinde yine bakanlığın talimatı doğrultusunda kolluk kuvvetlerini aramış, ve ne gariptir ki aynı bakanlığın talimatı ile açığa alınmıştır.
Bugün sosyal, yazılı ve görsel medyada linç edilen doktor yunan, polisler de alman asıllı değiller. Hepsi bizim evlatlarımız. Hiçbirinin asıl amacı bir vatandaşı öldürmek olamaz. Mesela o doktor daha önce kaç kez polisi aramış? O polisler daha önce kaç kez 80’li yaşlardaki birine kelepçe takmış? Nasıl oluyor da detaylarını hiç bilmediğimiz bir olay üzerinden bu insanların karakter analizi yapılabiliyor? Aynı doktorun 2014 yılı ramazanında iftar vakti, ağzında bir kuru ekmekle, üstü başı sırılsıklam acil sedyesinde yatan yaşlı tır şoförü için personeline cüzdanından para verip kılık kıyafet ve su aldırdığı olay üzerinden neden yapılmadı peki bu karakter analizi?
Özetle bu üzücü olayda, meslektaşımız kanunların kendisine verdiği yetkiler çerçevesinde hareket etmiştir. Kendisinin bu olay neticesinde açığa alınması ise tam bir hukuk garabetidir.
Vatandaşın raporlu ilaçlarını hiç doktora bile uğramadan alabilmesinin önünü açacak yasal düzenleme, bakanlık için dakikalar içinde gerçekleştirilebilecek bir hadise iken, bakanlık geriye kalan 85 milyonun mağduriyetine son vermek yerine doktor hanımı hukuksuz olarak açığa almayı daha uygun görmüştür.
Bizler bu memleketin evlatları olarak, haksızlığın her daim karşısında duracağız. Ülkemizin daha sağlıklı nesillerle geleceğe yol alması doğrultusundaki ulvi hedefimizden hiçbir suretle vazgeçmeyeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Samsun Aile Hekimleri Derneği Başkanı
Dr. Orhan Aydoğdu